Yeniden Çocuk Olmak İsterdim
Benim babam subay, annem ev hanımıydı. Babamın subay olmasından dolayı her üç senede bir tayinimiz çıkardı. Her üç senede bir, eşyalarımızın toplandığını, hurçlara kasalara istif edildiğini, tayin olduğumuz yere gidince de yeniden açılıp yerleştirildiğini çok iyi hatırlıyorum. Çocuk olduğum için bu hengameye benim bir katkım olmazdı. O taşınma ve yerleşme günlerimizdeki curcunayı iyi hatırlıyorum. Şimdi bazen düşünüyorum da ne kadar sıkıntı çekmiş annemle babam.
Bu tayinlerden dolayı benim de çocukluğum üç senede bir yer değiştirdi. Marmaris'e, İstanbul'a, Malatya'ya, Mardin'in Savur kazasına, Ankara'ya, Antalya'nın Finike kazasna dağıldı çocukluk yıllarım. Dolayısıyla kalıcı bir arkadaş çevrem de olmadı. Değişik yörelerde, değişik kültürlerde yaşadım çocukluğumu.
Tayinlerimiz okuduğum okulların son sınıfına denk geldiği için başladığım okuldan mezun olmak bir türlü kısmet olmadı. Tam okuluma, öğretmenlerime, arkadaşlarıma alışıyordum ama son sınıfı başka bir yerde, başka bir okulda yeni öğretmenlerle, yeni arkadaşlarla tamamlıyordum. Bunun çok sıkıntılarını çektiğimi söyleyebilirim. Kendimi her son sınıfta yabancı gibi hissederdim. Arkadaşlarımın arasına pek giremezdim. Girsem de gerkli samimiyeti göremezdim."Yeni gelen" olmaktan hiç kurtulamadım. Sadece menfaatleri için, benden bir şey istemek için yanıma gelirlerdi. Onların oyunlarını izlerdim teneffüs saatlerinde. Oyunlarında ancak "joker" muamelesi görürdüm. Hani biri tuvalete ya da su içmeye gider ya... O gelene kadar girerdim oyuna, geldikten sonra da çıkardım. Çocuktum, ben de oyun oynamak istiyordum. Ama ancak bu kadarıyla yetinmek zorundaydım.
Yıllar geçti aradan. Büyüdüm ben de herkes gibi. Ama içimde, çocukken arkadaşlarımla oynayamamanın burukluğu kaldı. Onun için bazen çocuk olmayı arzulyorum yeniden, Yakantop, çelik çomak, hollik, ebeleme, saklanbaç, yedi tuğla gibi çocuk oyunlarını bağırış çağırış oymanayı, eve kan ter içinde ve nefes nefese dönmeyi öyle isterdim ki...